18 Ağustos 2014 Pazartesi

Last Temptation of Christ/ Günaha Son Çağrı (Martin Scorsese)



Vaftizci Yahya onu vaftiz ettikten sonra İsa'ya sevginin bir anlamı olmadığını, dünyanın savaşlar hastalıklar ve açlıkla can çekiştiğini, sevginin karın doyurmayacağını, öfkenin ve savaşın bu dünyayı kurtaracağı, dünyanın çürümüş bir ağaç gibi olduğunu ve artık ağacın köküne balta vurmak gerektiğini söyler. İsa ise buna yanaşmaz ama gene de tanrıyla bunu konuşması gerektiğini ve ondan sonra karar vereceğini söyleyerek çöle doğru yola çıkar. toprağa bir çember çizerek içinde beklemeye koyulur, ne olursa olsun bu çemberin dışına ne yapması gerektiğini öğrenmeden çıkmayacaktır.

önce bir yılan çıkar karşısına, ruhu olduğunu söyler. korktuğunu, dünyayı kurtarmasına gerek olmadığı, kendisini kurtarması gerektiği söyler, bir kadınla evlenip çocuk sahibi olması gerektiğini. 10 gün sonra bir aslan çıkar, aslan onun yüreği olduğunu söyler, iktidar hırsını bildiğini ve dünyayı elde edebileceğini söyler, isa bunu da inkar eder, yumruğunu göstererek çemberin içine gir de o dilini koparayım der. ardından ateş çıkar karşısına, hırsı olduğunu ve çocukluktan beri tanrı olmak istediğini tanrının oğlu yani tanrı olduğunu, yeryüzünün ölüleriyle dirilerini birlikte yönetebileceğini söyler, isa şeytanı da kovar. çemberin dışında küçük bir elma ağacı belirir, dalındaki elmaya elini uzatıp bir tane alır. dişlediğinde elmanın çürük olduğunu görür ve tükürür. omzuna yahya elini uzatır; artık ayağa kalkması gerektiğini savaş ilan ederek insanlığa kurtuluş müjdesi vermesi gerektiğini söyler. isa baltayı eline alır, ve elma ağacının köküne baltayı vurmaya başlar... havarileri günlerdir ortada görünmeyen isa hakkında farklı yorumlar yapmaya başlarken, isa karşılarında belirir, elini göğüs kafesinden içeri sokarak kalbini çıkartır, bir elinde balta, bir elinde yüreği vardır, havarilerini savaşa davet eder...

Kudüse yahudilerin tapınağına doğru yürüyüşe geçerken, körleri iyileştirir, ölüleri diriltir, cinleri kovar. tapınağa bu güçle birlikte ibadete ve tanrının yeniden egemenliğine açmak için gittiğinde içeriye giremez. olduğu yerde durur ve ölmesi gerektiğine inanır.

yaşayan en büyük amerikalı yönetmen martin scorsese nin filmi hristiyanlık ve incildeki İsa'nın farklı bir portresi olabileceği üzerinden Nikos Kazancakis'in aynı adlı romanından uyarlama. İsayı bir peygamber ve tanrının oğlu olmasının dışında bir insan olarak ele alıyor. onun çelişkileri, tutarsızlık ve kararsızlıklarını da tartışmaya açıyor diğer taraftan. başlangıçta sevgiyle insanlığın düzelebileceğini söyleyen isa, sonra fikir değiştirip savaşmak gerektiğini ve en sonunda da kurtuluşun tüm insanlık için kendisinin çarmıha gerilerek ölmesinden geçtiğini. değişim sevgiden savaşa dönerken, isa taşlanmak isteyen kadının önüne durduğunda neden sevgi olması gerektiği hususunda korktuğunu söylüyor ve devam ediyor; kendisinde onlara karşı güç kullanmak istediğini ama yapamadığı bunun yerine bir anlık ağzından sevgi çıktığını diye tarif ediyor. fakat ulaşmak istediği nokta bu olmadığını daha sonrasında görüyoruz, asıl olarak isa iktidar ve gücü istiyor, insanların çevresinde toplanmasını, biat etmesini ve kendi krallığını. bunu beceremeyeceğini anlayınca da bu sefer ölmesi gerektiğini düşünüyor. Ölecek, mesih olarak dünyaya yeniden gelecek, ve krallığında tüm insanlığa adaleti verecek.

bu gelgitlerle birlikte gördüğü hayallerle isa portresi bir şizofrene yakın duruyor. filmin hem hristiyanlar hem de müslümanlar tarafından birincil eleştirileri bu gibi görünse de asıl olarak çarmıha gerildikten sonra isanın yeniden dirilişi sonrasındaki betimlemesi inançlıların aforoz etme sebebi; isa şeytan tarafından kandırılıp insan gibi yaşamaya başlıyor, sevişiyor, çocukları oluyor, karısının birisi ölünce diğer bir kadınla evleniyor, mesih vaazlarına karşı çıkıp ben de aslında normal bir insan olmak istedim diyor!

Romanını okumadım. İncil hakkında da yeterince bilgim yok. Buna rağmen filmi bir solukta ve bildiklerimizin dışında bir İsa portresi olabileceği üzerinden fazlasıyla sevdim. inançlı insanların kabul etmeyeceği cesur bir film.  Müzikleriyle, görüntüleriyle, oyunculuklarıyla, senaryosu ve kurgusuyla  gerçek bir başyapıt.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder