17 Mayıs 2014 Cumartesi

La Classe Operaia Va in Paradiso/ İşçi Sınıfı Cennete Gider (Elio Petri)


"Ne mutlu ki yoksullara öteki dünya onlarındır, er ya da geç bu dünya da onların olacaktır." Friedrich Engels

(Soma da öldürülen 300 ün üzerinde maden işçisinin anısına)

Lulu çalıştığı fabrikanın torna tezgahında en fazla üretim yapan işçidir. öyle ki, bütün üretimin planlaması ve seviyesi onun ürettiği üzerinden belirlenir. iş arkadaşları onun bu kadar fazla üretim yapmasına kızar, çünkü aynı üretimi patron onlardan da bekliyordur. Lulu aldırmaz, hepsiyle kavga eder, parça başı üretime geçildiğinde ise daha da fazla üretimini artırır, makineye parmağını kaptırınca işler tersine dönmeye başlar.

Elio Petri'nin filmi katolik kilisesinin komünist karşıtı propaganlarının ardından, komünistlerin yeni sloganın ismini alır: işçi sınıfı cennete gider. Komünistlerle işçileri yakınlaştırması adına yazılan bu slogan ardına yapılan bu film, hiçbir şeye aldırmaz, yalnızca aklı cinsellikte ve parada olan bir işçinin, hem de hiç sevmediği ve anlamadığı öğrenciler tarafından şartlar da olgunlaşınca öncü bir işçiye dönüşümünü anlatıyor.

yabancılaşma ve işçinin makineleşmesini ilk bölümde izleriz. Lulu makinenin hareketlerine göre hareket eder, kan ter içinde kalsa da aldırmaz, makineyle bir bütünlük arz eder, bir makine kıvamında çalışır. yanındkaki işçiler gelip onun böyle çalışmasına itiraz etse de, onları küçümser. işçiler kendi aralarında suni bölünmeler vardır, şu bölgeden o bölgeden diye, bir birlik yoktur... Özel hayatında ise Lulu karısından boşanmış, kuaför sevgilisiyle yaşamaktadır. sevgilisinin cinsel isteklerine karşılık veremez, gündüz hayvan gibi çalışıyor, geceleri ise yorgunluktan düşüyordur. kendisinin açıklamasına göre gündüz fabrikada üç defa yapabilecek düzeydedir, makina gibidir! insanı makineye benzetir, kendi iç organlarının çalışmasını dahi bir makine düzeneği şeklinde anlatır.

Her sabah fabrikanın önünde megafonlarla ajitasyon ve propaganda yapan öğrenciler, geçirdiği iş kazasından sonra daha fazla dikkatini çekmeye başlar. istemeyerek de olsa öğrencilere yakınlaşır, çünkü fabrikadaki işçi arkadaşları tarafından sevilmiyor ve artık bunun sıkıntısını çekiyor, parça başı üretim yüzünden parmağını kaybediyor ve artık parça başı üretimi kabul etmiyor fakat sendika ise bunu kabul ediyordur.

öğrenciler her nekadar işçilerin gündelik çıkarlarıyla tarihsel çıkarlarını birleştirmek konusunda ısrarlı olsalar da sendikalar bunun önüne set çekmektedir. işçi sınıfının şu an için bir devrim söz konusu değil diye uyarıp patronların istediği noktada hareket edebiliriz diye yönelimdedir. grev kaçınılmaz bir noktaya geldiğin de ve başladığında ise yalnızca öğrencilerin öncü olması yetersizdir, öncü işçiler de çıkar. Lulu sonuna kadar grev der, sendika işyeriyle anlaşıp işçiler tekrar fabrikaya dönerken Lulu bunların dışında kalır, işten atılmıştır, artık ne kadar çok üretim yaptığı değil politik kimliğidir önemli olan.

Filmin en can alıcı noktası burda başlar, işten atıldığını öğrenen Lulu, o günü fabrikanın önünde öğrencileri arar, hiçbiri yoktur! çünkü aynı günü öğrenciler üniversiteyi işgal etmiştir, derin bir yalnızlık duygusu ve ne yapacağını bilmez bir hale gelir. öğrencilerin lideriyle görüşür: işten atıldığını söyler, öğrenci lideri, bilmiyordum üniversitede işgaldeyiz ne kadar sürer der, Lulu tekrar işten atıldığını söyleyince öğrenci kızar: ne yapabilirim ben de 30 yaşındayım ve şu kadar vermem gereken ders var, her an okuldan atılabilirim ama işte burdayım diye mücadeleye devam ettiğini belirtir. Aynı siyasi politik düşünce de olsalar da ne öğrenci işçiyi ne de işçi öğrencinin yaşam kaygılarına ortak değildir, birbirlerini yeterince anlamaz. işte bu da sıkıntının gerçeğin ta kendisidir. öğrencilerle iletişim kuran ve onların yönelimleri doğrultusunda hareket eden işçilerin bir süre sonra yalnız kalıp yaşadığı sıkıntıdır. bu aynı zamanda öğrenci içinde geçerlidir, eşyanın tabiatı gereği, üretim ilişkileri içerisinden gelen bir sıkıntıdır bu. Öğrenciler Lulu'nun evinde kaldığı gece Lulu'nun tv den film izlemesini öğrencilerin yorumlayışı; yoksulluk içerisinde yaşarlar ama tv karşısında zenginleri görünce zengin olacağını sanır, fakat hayatı boyunca sefalet içinde yaşamaya devam eder, işçi sınıfının çelişkisi işte budur!

Cennet, işçi sınıfının tarih sahnesinden şimdilik geri çekilmesiyle birlikte cehennem döndü. Cehennemi sislerin arasından çıkıp gelecek, duvarın arkasındaki işçi sınıfının tarih denilen sahnede yer almasıyla birlikte cennete dönüştürecek olanların ve politik sinemanın en önemli filmlerinden biri: İşçi sınıfı cennete gider.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder