8 Şubat 2014 Cumartesi

Skyfall/ Sam Mendes

Bir bond filminde değişenler vardır bir de değişmeyenler, oyuncuları sürekli değişse de bond hiç değişmez. Hep yakışıklıdır, hiç yenilgi duygusunu tatmaz, vatanına sadıktır, sağlam içer, yaşlanmaz, , teknoloji harikası oyuncakları vardır, çevresinde güzel kadınlar vardır- ilişkileri olmuştur ama evlenmeyi düşünmez (casino royale de her nekadar buna yaklaşmış olsa da güzeller güzeli eva green in ölmesiyle rüyası son  bulmuştur), emekliye ayrılmaz, çeviktir, hoplar zıplar dayak yer kurşun yer ama hiç ölmez ya da sakat kalmaz, kaçınılmaz son da düşman kim olursa olsun o hep kazanır.

tüm bond filmleri gelenekselleşmiş on onbeş dakika süren uzunca bir aksiyon sahnesi ile başlar, sahne bitince bir şarkıyla jenerik akar ve asıl konuya girer. Skyfall da bir bond film olarak öncekilerinden ayıran çokça bir şey yok, gene aksiyon dolu fantastik başlangıç sonra su gibi akan hızlı bir serüven.

Skyfall'u diğerlerinden farklı kılan, diğerlerinden daha dramatize olmuş olması ve bond un bu filmde bolca alkol alıp formundan düşmüş olması değil, göründüğü her sahnede parlayan, filme bambaşka bir havan veren, kötü karakterler arasında unutulmaz bir yer edinen, eşcinsel bir psikopatı oynayan, bond ve bondun temsil ettiği emperyalist değerleri köşeye sıkıştıran olağanüstü javier bardem performansı. 

konusu, efektleri, hızı için değil, yalnızca javier bardem'in oyunculuğu için defalarca kez izlenir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder