28 Ocak 2016 Perşembe

Ölüm ve Bakire/ Death and Maiden (Roman Polanski)

Adı sanı bilinmeyen bir ülke ve zaman... hükümet görevlisi Guardado eve dönerken bir geceyarısı, arabasının lastiği patlar. Yardımına gelen bir doktor, onu evine kadar getirir. Bu sırada elektrikler ve telefon hatları yağmurdan kesilmiş, radyodan son haberleri dinleyen karısı eve geç gelen kocasına kızmıştır. Avukat olan kocası hükümet başkanına geçmiş dönemdeki işkencecileri yargılama yönündeki kanunlarda pasif kaldığından dolayı karısından tavır görür. Kısa bir süre sonra adama yardım eden doktor tekrar eve gelir ve misafir olarak kabul edilir. Kadın bir şeylerden şüphe ederek adamın arabasını kaçırarak yola çıkar. Tekrar geriye döndüğünde kocasına, seneler önce kendisine tecavüz eden ve işkence yapan doktor olduğunu, onu sesinden ve kokusundan tanıdığını söyleyerek rehin aldığı doktora suçunu itiraf etmezse öldüreceğini söyler.

Ariel Dorfman'ın ölüm ve genç kız oyunundan uyarlama film, tek bir mekanda bir geceyarısı, üç oyuncunun arasında geçen hikayeyi anlatıyor. Kadının iddia ettiği suçu kabul etmeyen ve o dönemde yurtdışında olduğunu söyleyen doktor ve onun masum olduğuna inanan kadının kocası arasında gel gittlerle devam eden, atmosferi yoğun kuvvetli bir film. Film genel olarak güç-iktidar, kadın-erkek ilişkisi üzerinde dönen bir yapıya sahip. Adam masum rolü yapıyor, kadın da bir paranoyak olabilir, fakat bunun gerçeğini son ana kadar bilemiyoruz. Filmin sonundaki itiraf gerçek mi, yoksa adamın ölümden korktuğu için yaptığı bir itiraf mı sorusuna gerçek anlamda cevap bulmak da güç.

Sinema akılda sorular bıraktığı zaman daha bir güzel... Ben Kingsley ve Sigourney Weaver in oyunculuklarıyla sürüklediği, tek bir mekanda bir gecede geçen psikolojik yönleri ağır basan sağlam bir film Ölüm ve Bakire.